Quantcast
Channel: Okuma Notları » Huseyinous
Viewing all articles
Browse latest Browse all 12

Fazıl Say’dan çıkarılacak dersler ve birkaç şey daha (ilginçli)

$
0
0

Fazıl Say’ın aldığı cezanın absürdüğü ve hukuksuzluğu o kadar ortada ki içimden olayın kendisiyle ilgili bir şeyler söylemek gelmiyor. Ancak tartışılmasıyla ilgili birkaç şey söylenmeyi hakediyor, o da şu “dünyaya rezil olduk” histerisiyle ilgili. Ülkecek bir baştan bir başa hukuksuzluk içinde yüzüyoruz, (adaletsizlik demiyorum çünkü o irrasyonel hukuk anlayışını tarif etmek için adaletsiz kelimesi çok tek boyutlu ve basit kaçıyor) bu hukuksuzluk denizi içinde sadece tek bir olay dünyaya yansıyor ve koro hazır: düyaya rezil olduk. Amerikalı turist öldürüldüğünde de, dünyayı yayan olarak dolaşan İtalyan kadın tecavüze uğrayıp öldürüldüğünde de dünyaya rezil olmuştuk, turizm gelirlerimiz düşmüştü. Mesela Cüneyt Özdemir konuyu köşesinde ele almış. Londra Kitap Fuarı, fuarın özel konusunun Türkiye oluşu, her şeyin harika gidişi derken… bir anda bu tatsızlık ve bozulan ağız tatları. Oldu mu şimdi? Fuara katılan bütün Türk yazar tayfası, en başta da Elif Şafak karara ateş püskürmüş, Türkiye’nin uluslararası imajına gölge düşmüş: pat.

Bu “imajımıza gölge düşüyür” tavrı da altını kazıyınca ayrıca iğrenç. Eskinin kol kırılır yen içinde kalır anlayışının devamı. Ve ona ek olarak bir de ekmek bulamıyorlarsa pasta yesinlercilik var, insanların ölümleri, aldıkları cezalar, haysiyetleri falan bir “imaj” gölgesinin altında ele alınıyor, ona kurban ediliyor adeta.

Bence iyi oldu Fazıl Say olayı. Şundan: ülkede çılgınca yaşanan bir gerçeği biraz daha su yüzüne çıkarmış oldu, daha görünür kıldı: hukuk cinayetleri gerçeğini. Her türlü sosyal medya kanalında, sözlüklerde falan buna benzer yığınla olay oluyor. Kişiye hakaret, devleti itibarsızlaştırma falan gibi genellikle ya zengini, avukatı olanı (yani arkasına hukuku alabileni) ya da devleti ve onun halk için doğru bulduğu değerleri/sınıfları korumaya yarayan bir hukuki işleyiş söz konusu. Parası olan pençelerine hukukun eldivenini geçirip (durun beyler benzetme Cemil Meriç’ten arak) kendi halinde düşüncelerini yazan adamın boynuna yapışıyor. Adnan Oktar bunun en uçtaki örneği. Sonra Melih Gökçek, Tayyip Erdoğan gibi isimler geliyor. Cb Abdullah Gül de kendisi olmasa da devletin başı olması itibariyle korkutucu bir figür, sosyal medya hesabınızdan kendi çapınızda herhangi bir şey yazmanız halinde kapınızda polis bulmanız mümkün. Bugün sıradan bir kullanıcı için (yani avukat falan gibi hukuka harcayacak gani gani parası olmayan biri için) internetteki en büyük kabuslardan biri Adnan Oktar hakkında konuşmak. Böyle olunca iş de şuna geliyor: hukukçu olmayan insanlar, hukukun paletleri altında ezilip yok oluyor. En azından Fazıl Say vesilesiyle bu durum tartışılmaya başlanır. Tecilli ceza aldı diye Fazıl Say’a bir şey olmaz, ama hiç olmazsa onun selebritiyyeti sayesinde (selebritiyyet= selebritilik, Tayyip Erdoğan’ın da kullanımına hazır olsun diye çift y ile ürettim, nasıl olmuş?) bizim gibi avukat tutmaya parası olmayan gariban halk yığınlarının önü açılır. Çünkü olay bir hukuk olayından ziyade biraz da hukuk adabı olayı. Boku püsürü mahkemeye taşımama efendiliği, vakarı, bunu yakalayabilme gelişmişliği. 2013′ün ilk yazısı bu, dolayısıyla Fazıl Say hakkında bu kadar yeter.

-

“Fumare come un Turco”. İtalyanca “Türk gibi sigara içmek” demekmiş. Wikipedia’nın anti-Turkism sayfasında İtalya’daki anti-turkist hareketler başlığında ele alınmış. Çok fazla sigara içen insanlar için kullanılıyor. İşte İtalyanlar böyle kendinden habersiz bir millet, bula bula bunu mu buldunuz ulan? Ama asıl konu o değil, asıl konu şu: yine Wikipedia’ya göre kişi başına sigara tüketiminde İtalya Türkiye’nin önünde. İtalya 30′uncu sıradayken, Türkiye 35′inci sırada. Asıl konu, İtalyanlar Türklerden fazla sigara içerken Türk gibi sigara içmekten bahsetmeleri. Tabii muhtemelen Türk tütününün dünyanın en popüler ve aranan tütünü olduğu zamanlardan kalan bir söz. Peki ben bu bilgilere nereden ulaştım -yani hangi illiyet bağıyla, nereden yola çıktım da bu bilgilere ulaştım?

Yaklaşık yirmi gündür yoğun bir sigarayı bırakma temposu içindeyim, ve yirmi gün az bir süre değil, dolayısıyla yola çıkarken kafamda kurduğum başlangıç motiviasyonlarını unuttum, şimdi neden sigarayı bıraktığımı hatırlamıyorum. İşte onları hatırlamaya çalışıp içmek mi yoksa bırakmak mı daha mantıklı diye internetten arayışa girdim ve bildiğin Google’da dünyada kişi başına sigara tüketimini araştırdım. Evet, bunu yaptım. Ama liste biraz tuhaf geldi. Türkiye baya baya az sigara içilen bir ülke gibi, orta ayar daha doğrusu. Çünkü İsviçre ve Danimarka’dan daha az sigara tüketiliyor CIA World Factbook verilerine göre.

-

Kitap okumak tek başına bir nitelik değil, bize bir fikir sunamaz. Kitap okumanın göze sokulmasının tek sebebini tüketim ilişkileriyle, kapitalle açıklayabiliriz ancak. Kitap bir değeri ifade etmez. 16. yüzyılda Türkler çocuk kesiyor feveranları (anti-Turkism) yapan kitap sayısı Amerika’nın keşfiyle ilgili olanların iki katı kadarmış. Bu bile kitabın kendi başına bir değer olmadığını göstermeye yeter bir örnek.

-

Uzun süredir aklımda olan bir şey: Türkiye’de tek gerçek star Beren Saat. Tek star kumaşı olan insan bu. Bir tek o, alabildiğine saçma şekilde filme çekilmiş bir diziyi o şeytan tüyüyle ayakta tutabilirdi ve tutuyor da. İntikam dizisi yayındaysa ve insanlar her açtığında o diziye bir takılıyorsa bunun tek sebebi Beren Saat.

-

Twitter’ı en iyi kullanan selebriti açık ara Nihat Doğan.

-

Yazı resmen azalarak bitti.



Viewing all articles
Browse latest Browse all 12

Trending Articles


Mide ağrısı için


Alessandra Torre - Karanlık Yalanlar


Şekilli süslü hazır floodlar


Flatcast Güneş ve Ay Flood Şekilleri


Gone Are the Days (2018) (ENG) (1080p)


Yildiz yükseltme


yc82


!!!!!!!!!! Amın !!!!!!!!!


Celp At Nalı (Sahih Tılsım)


SCCM 2012 Client Installation issue